26 Kasım 2012 Pazartesi

Bu sefer siz kedilerinizi anlattınız.

Ben Ayı'yı anlattım ya hani, o yazının altına öyle güzel yorumlar bırakıldı ki, orada kalsınlar istemedim. Kediler ama kedileri anlatan yazılar da ayrı güzel galiba. Yazanların izinlerini bile almadan buraya kopyala-yapıştır yaptım. Umarım kızmazlar.


Ne güzel anlatmışsın... merakla okudum yazdığın her cümleyi.
Kediler hakkında ne bulursam okuyorum çünkü benim kedim bugüne dek -gerçek anlamda- sahip olduğum ilk kedi ve diğer kedilerin nasıl davrandıkları hakkında en ufak bir bilgim yok.
Senin kedinin yaptıklarını okuduğumda ki, senin söylediğine göre Ayı ortalama bir kediymiş, benim kedim kedi değil gibi geldi bir an bana.
Isırmayı bilmez, pati atmayı bilmez, hiç bir şekilde can yakmaz-acıtmaz, yemeklere hiç bir şekilde dokunmaz, biz ne yersek yiyelim dönüp bakmaz bile; varsa yoksa kendi mamaları.
Mamayı da bitirmez, iki lokma yer, gider oynar-uyur gelir tekrar yer. Hiç kilo sorunu olmadı.
Hiç kaçmaya çalışmaz, aksine, ben dışarı çıkması için kapıyı aralasam bile kafayı uzatıp bakar-içeri kaçar.
Hiç yaramazlık yapmaz, oyun saatlerinde zıp zıp zıplaması dışında.
Hiç bir eşyaya zarar vermez, tırnaklarını sadece kendi tırmalama aparatlarında kullanır.
4 aylıkken aldık, şu an tam 1.5 yaşında, geldiği günden beri böyle.
Acaba benim kızım mı gerçekten çok uslu bir kedi, yoksa bir sorunu var da ben mi anlamıyorum?
Ciddi ciddi soruyorum.
Ve, tabi ki, ayı ile sana upuzun -sevgi dolu yıllar diliyorum :)




Çok sevdim Ayıcığı, zaten o kadar sevimli ki maşallah, o pespembe burnuyla, sevmemek mümkün mü?
bizim kedi bize kendi patileriyle geldi, bir sabah bahçede bulduk. yetişkin kısırlaştırılmış bir dişi kediydi. tasması yoktu. evden mi atılmış, kendi mi kaçmış bilmiyoruz. o günden beri bizimle, annemle babamın ve tabii benim göz bebeğimiz oldu. şişko bir tekir. bütün gün uyur. orta yaşlı, 9-10 yaşında var rahat, o yüzden oyun huyu pek yok. sıcakta uyusun, sıcak yoksa benim ya da babamın kucağında saatlerce yatar. bazen de püsküllü birşeyler bulunca deli gibi koşup püskülü kovalar:) bazen yüzümü gözümü deli gibi yalar, hafifçe ısırır. kendince öpüyor herhalde. benekli göbeğine kafamı gömerim ben de her fırsatta:) her tarafını koklar öperim:)
ilk geldiğinde kedi mamasından başka bişey yemezdi. şimdi taze istavrit bulunca alıyoruz, onu çok seviyor. bir de evde tavuk yapınca ona da biraz veriyoruz. ama köfte hiç sevmez. kışın evden çıkmaz. yazın hep bahçede oturmak ister ama tabii gece hep eve alırız biz. ben işteyyim, bütün gün en çok annemle vakit geçirir. annemin dediğine göre her isteğini anlatıyormuş miyav miyav. mesela yastığını güneşli bir köşeye taşıtıyor veya elektrik sobasını açtırıyormuş.
hiç kedi arkadaşı yok, hep bizden birisi olsun ister yanında.
anneme göre o da arkadaşı olsun iki miyavlasın istermiş. o yüzden annem özenle bahçeye çıkartır, refakat eder kediş'e. (adı Kediş, hiç yaratıcı değiliz o konuda:) Ama kediş öbür edileri hiç sevmez, pek hırçın kız:)
kucağıma aldığımda yumuşacık kadife gibi ve tombilik,
sonra patileriyle bana sarılıyor ya...
dünyanın en güzel şeyi bence, kedi:)
kedi sevgisi başka şey.




Evet kesinlikle kediler insanları güldürmek için yaratılmış olabilir:) benim kedim 3 yaşında gri beyaz tüylü ve yeşil gözlü, kocaman gövdeli(fino kadar falan) erkek bir tekir kedi.. dünya tatlısıdır herkesin kedisi gibi , ama benim onda en çok sevdiğim aramızdaki uyum:) beni arkadaşı ya da akrdeşi falan sanıyor olabilir, çünkü evdeki herkesten farklı davranır bana, ben endişeliysem endişelenir mutluysam göbeğini açarak uyur stresliysem yada sinirliysem uzaktan izler beni, ama hep peşimde dolaşır, ben nereye gitsem ayrılmaz:) onsuz nası yaşıyordum diye düşünmeden edemiyorumm bazen çünkü sürekli onla konuşmaya o kadar alıştımki hahaha kedimle konuşuyorum bildiğin:) o da anlıyo gibi geliyo bazen haha.. kedini anlattıgın için teşekkürler bütün kediler harikalar ve bulundukları yere huzur getiriyorlar:)

1 yorum: