1 Temmuz 2012 Pazar

Okuma/Çalışma Mekanları: Moda Starbucks ve Cafe Nero

Ara ara okuma mekanlarımdan bahsetmeye karar verdim. Nerelerde, neden ve nasıl okuyorum (ya da çalışıyorum).

Öncelikle şöyle bir ayrım yapmak gerek sanırım. Ev ortamı dışında okuyabilenler/çalışabilenler ve bilemeyenler. Ben ilk gruba dahilim. Eskiden olsa, yani birkaç sene önce, ne okuduğuma/çalıştığıma göre değişir derdim ama artık onu da demiyorum. Ben dışarılarda çalışmayı seviyorum.

Neden?
  • 1.     Daha az canım sıkılıyor
  • 2.     Sıkılırsa da birkaç dakikalık küçük molalarda etrafımı izliyorum, yan masanın muhabbetini dinliyorum, sonra kendi işime geri dönüyorum
  • 3.      Evde çalışıyor olursam, yemekti, içmekti derken epey vakit kaybediyorum, dışarıda olunca bir kahve bir muffinle birkaç öğünü aradan çıkarıyorum
  • 4.      Evet maalesef birazcık masraflı oluyor
  • 5.      Arkadaşlarımla çalışabiliyorum. Eve de gelebilirler tabi ama dışarıda çalışınca bir anda her şey ayrı bir ciddiyet kazanıyor
  • 6.      Genel olarak evden çıkmayı, etrafta dolanmayı seviyorum galiba. Bir yerlere oturuyorum, işlerimi hallediyorum, dönüşte de mutfak alışverişi yapıyorum ya da ödül olarak başka bir yerlere bir şeyler içmeye gidiyoruz. Tık tık her şey yerli yerine oturuyor sanki

Ben Moda’da oturuyorum. Çok da seviyorum. Tekrar bir yerlere yerleşecek olsam, İstanbul’da, Moda olurdu. Ve burada yaşadığım için de dışarıda çalışma konusunda şanslı hissediyorum kendimi. Epey seçenek var. Ben bu yazıda iki tanesinden bahsedeceğim.

İlki, Moda Starbucks (sahile yakın olan), bir senedir en çok gittiğimiz yer sanırım. Belki de önce şuna açıklık getirmeliyim. Cafe Nero’yu da Starbucks’ı da seviyorum. Pahalılar mı? Evet. Pis kapitalizmin ürünleri mi? Ona da evet. Bu konuda yapabileceğim bir şey yok sanırım. Reklam stratejileri ıvır zıvır her neyse, bende epey işe yarıyor sanırım. Bu arada en çok Tschibo’nun 1.5 liralık kahvesini seviyorum. Ne diyordum, işte bu Starbucks bir tek benim değil neredeyse Moda’da oturan tüm arkadaşlarımın uğrak mekanı. Final döneminde sabah girip akşam çıktığımız oldu. Ürünlerine gelince, ben öyle karamelli, vanilyalı çok tatlı ve aromalı kahveleri sevmiyorum. Genelde Americano içiyorum, bir de kahveler soğuyunca, ama baya soğuk olunca içmeyi daha da çok seviyorum. Eski ton balıklı sandviçlerini severdim, içinde kaşar, ton balığı, siyah zeytin vardı. Yenilemişler, çok ağır geldi bana. Bu sefer turşu, ton balığı ve tatlı salçalı bir sos var. Sevmedim. Yıllardır değişmeyen favorim ise elbette, Very Berry Muffin. Starbucks ile ilgili sevdiğim şeylerin başında kocaman tahta masaları ve rahat sandalyeleri geliyor. Sevmediğim ise çok yüksek sesle çaldıkları çirkin şarkılar. Şimdi de Kadıköy Boğa’nın üst tarafına açılan yeni Stabuckstayım. Kocaman. Ferah ve çay bahçesi havasında. Sanırım bu yaz burada geçecek.

Kadıköy Boğa'nın üst tarafında açılan yeni Starbucks

Cafe Nero ise diğer uğrak mekanım, daha çok kahvaltı yapmamışsam gidiyorum oraya. Annemin Poğaçası mükemmel, bir de kocaman yuvarlak fincanlarda servis ettikleri demleme çay. Hemen Moda Starbucks’ın karşısında, farklı olarak deniz manzarası var ancak ikinci kat genelde çok sıcak oluyor, masalar küçük ve alan olarak da küçük olduğundan ben çok rahat çalışamıyorum burada. Kısa süreli oturmalar için gidiyorum.

Cafe Nero kahvaltısı. Annemin Poğaçası ve demleme çay


Bu yazı da bu kadardı. Dediğim gibi, ara ara bu tip mekanlar hakkında bir şeyler yazmayı planlıyorum. Siz de benimle kendi ‘mekanlarınızı’ paylaşırsanız sevinirim. Bir de bu aralar, Avrupa ve Rusya’da yıllardır oldukça popüler olan book-cafelere merak saldım. İstanbul’da bildikleriniz var mı? Merak merak merak.

Sevgiler.

5 yorum:

  1. Gerçekten güzel bir yazı olmuş, bayılıyorum böyle yazıları okumaya=) Ben de özellikle Üniversitedeyken kitaplarımı okumak için Starbucks'a giderdim sonraları alışkanlık oldu çok seviyorum orada kitap okumayı, yazı yazmayı. Haklısın kapitalist mekanlar ama özgürlük tanıyan rahat ortamları tercih ebebi, doğrusu kahvesini de çok seviyorum. Yazılarının devamını merakla bekliyorum;)

    YanıtlaSil
  2. Yeni açılan Starbucks'a gitmedim henüz ama beğendim fotoğrafını, bakmak lazım. Aynen dediğin gibi ben de çok aromalı kahveleri sevmiyorum orda, ama çalışmak için Starbucks'dan iyisi de yok sakinlik bakımından. Moda bu konuda çok iyi bir sürü cafe var. Güzel yazı olmuş!

    YanıtlaSil
  3. Çok teşekkür ederim ikinize de (: Devamı gelicek!

    YanıtlaSil
  4. Süper bir yazı olmuş ben bir de kapitalist olmayan bir mekan söyleyeyim ki okumak için ideal:Nazım Hikmet Kültür Merkezi Sanatçılar Sokağı'nda.Bayılırım oraya,tavsiye ederim.Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. okumak için hepside güzel yerler bence de ama bahariyedeki starbucksta güzel üst katı tam kitap okumak için ideal birde kahve dünyası var tabi alkimin içinde .... ama bencee en iyisi kahveni alıp moda sahile gelip ağacın birinin dibine oturmak ve kendi müziklerini dinleyip kitabını okumaktırr kanımca ...

    YanıtlaSil