9 Ekim 2011 Pazar

Daracık bir kaldırım.


1920

25 Ekim Pazartesi (kış saatinin ilk günü)


Neden hayat böylesine trajik; neden böylesine bir uçurumun üzerindeki daracık bir kaldırım gibi. Aşağı bakıyorum; başım dönüyor; sonuna kadar nasıl yürüyeceğim, bilemiyorum. Peki neden böyle hissediyorum: bunu bir kere söyledim ya, artık hissetmiyorum. Ateş yanıyor. Dilenciler Operası'nı dinleyeceğiz. Ama gene de etrafımda dönüp duruyor; gözlerimi kapalı tutamıyorum; bir güçsüzlük duygusu bu; didişememe duygusu. Burada Richmond'da oturmuşum ve ışığım bir çayırın ortasına bırakılmış fener gibi karanlıkta yanıyor. Melankoli azalıyor yazarken. Neden daha sık yazmıyorum bunları? Eh, insanın kendini beğenmişliği engel oluyor buna. Kendi kendime karşı bile başarılı görünmek istiyorum. Gene de pek işin aslını araştırmıyorum. Çocuk sahibi olmamak, dostlarından uzakta olmak, iyi yazmayı becerememek, yiyeceğe çok fazla para harcamak, yaşlanmak. Nedenleri, niçinleri çok fazla düşünüyorum; kendimi çok fazla düşünüyorum. Zamanın çevremde kanat çırpmasındna hoşlanmıyorum.


1921

18 Ağustos Perşembe


İşte! Sinirimin yarısını yazarak attım üzerimden. Zavallı L.'nin çim biçme makinesini aşağı yukarı sürdüğünü duyabiliyorum, çünkü insanın benim gibi karısı olursa onuun kilitli kafesi de olmalı. Isırır! Üstelik dün bütün gününü Londra'da benim için dört dönmekle geçirdi. Ama insan Prometheus ise, kaya sertse, atsinekleri de pis kokuluysalar, minnet, şefkat, bütün bu soylu hislerin hükmü yoktur. Böylece bu Ağustos da ziyan oldu.
Yalnızca benden daha çok acı çekenlerin düşüncesi avutabiliyor beni; bu da bencilliğin abartılmış bir biçimi olacak. Bu iğrenç günleri atlatabilirsem kendime bir zaman çizelgesi hazırlayacağım.
Elim kaşınıyor, sırf onu geçirmek için yazıyorum, onun için saçmalasam da fark etmez. Öyle bir şey ki, eşyanın normal boyutlarına en ufak bir müdahele beni rahatsız ediyor. Bu odayı çok iyi tanıyorum - bu manzarayı da, çok iyi - hepsi bulanıklaşıyor gözümün önünde, çünkü içinden geçip gidemiyorum.

- Virginia Woolf, Bir Yazarın Güncesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder