7 Şubat 2011 Pazartesi

Orada bir sahaf var uzakta...

Kim sevmez sahafları? Ben çok severim. Kitapların sayısı ve durumu, fiyatlarını herkes gibi ben de önemsiyorum sahafları dolaşırken. Çoğu zaman bu belirleyicilerin önüne başka bir şey geçiyor. Satıcının ya da sahafta çalışan kişinin kitaplarla ilgili olan tutumu. İsterse 150 yıllık kitapları bana 5 liraya versin, eğer kitaplara domates ya da karpuz muamelesi yapıyorsa gözümden çok düşüyor ve yeni sahaf arayışlarına girişiyorum. Maalesef İstanbul'da çok az sahaf biliyorum, sebebi de şu...


Ben İzmirliyim. 17 yıl İzmir'de- zaman zaman Rusya'da, yaşadıktan sonra geldim İstanbul'a. 3 senedir bu dev şehirde yaşamama rağmen hala rahatlıkla kaybolabiliyorum, düzenli olarak yanlış otobüslere binip yanlış duraklarda iniyorum. 


Bu yazıda İzmir ve İstanbul'da bildiğim birkaç sahaftan bahsetmeyi planlıyorum. O zaman önce İzmir'e uğrayıp, biraz dolaşalım, lokmamızı, boyozumuzu yiyelim, Kordon'da bir şeyler içelim, sonra tekrar kürkçü dükkanımıza dönelim.




Ben bu İzmir'deki sahafı sanırım 10 yaşından beri biliyorum. O zamanlar İngilizce öğrenirken hep kısa kitaplar okurdum. Belki siz de bilirsiniz, o dönemler Baby-Sitters Club, Goosebumps hayli meşhurdu. Şu an yabancı dil konusunda kendime güvenebiliyorsam temelinde bu sevimli ve yer yer saçma çocuk kitapları yatmakta. Bahsedeceğim sahafın en büyük avantajı, Amerikan Koleji hocalarının ve Amerikan Kültür çalışanlarının eski kitaplarını buraya satması. Böylece Türkçe yayınların yanısıra, İngilizce hatta Fransızca ve Almanca oldukça güzel kitaplar bulabiliyorsunuz. Diğer birçok sahaf gibi dergiler, kitaplar, okul kitapları var burada da. Bir de çok güzel eski sözlükler. Bu konu üzerinde uzman diyemem sanırım ama eğer siz ilgiliyseniz eski sözlüklere, burada beğendikleriniz çıkacaktır. Fiyatlara gelirsek, çok eski ve özel kitapları açıkçası pek hatırlamıyorum. Fakat ikinci el kitapların fiyatları normaldi. Ne çok ucuz ne çok pahalı. İsterseniz takas da yapabiliyorsunuz, kiloyla dergi satabiliyorsunuz. Mesele ben artık büyüdüğüme kanaat getirdikten hemen sonra tüm Cosmogirl ve Heygirl dergilerimi çeşit çeşit kitapla değişmiştim. Bu kadar bilgiden sonra adresini de hemen yazıyorum belki İzmir'den okuyorsunuzdur bu yazıyı ya da olur İzmir'e yolunuz düşer. Sahaf Alsancak'ta. Konak'ın birazcık ilerisi. Kıbrıs Şehitleri'nde, hemen girişte kocaman bir ayakkabıcı vardır. İşte oradan hemen yan sokağa girerseniz, bir kasap var onun yanında olması lazım, tabi yazdan bu yana değişmediyse. Adı mutlaka vardır ama nedense ben adıyla hatırlamıyorum. Pek karışık oldu bu tarif ama dediğim gibi, ben her yerde kaybolurum. Yer tariflerini ne anlayabilirim ne de anlatabilirim. Ben İzmir'de bile kaybolurum.

İzmir'de eski kitap bulabileceğiniz diğer bir yer ise Sevgi Yolu'dur. Burası da Alsancak'ta, Hilton Oteli'nin arkasında. Ben küçükken, eski güzel günlerde babamla giderdik buraya ve çok uygun fiyata bir sürü kitap alırdık. Hatta Anne Frank'ın Hatıra Defteri'ni buradan almıştık ve ben küçük aklımla onu çok uzun süre Anne (ana, bizi doğuran kişi) olarak düşünmüş ve okumuştum. Neyse. Maalesef korkunç eğitim sistemimizin eli Sevgi Yolu'na da uzandı ve ona artık SBS ya da LYS Yolu diyebiliriz. Tüm o eski kitapların yerini çözülmüş ve çözülmeyi bekleyen test kitapları aldı. Çok üzücü bir durum bence. Oysa eskiden burası kitapçıları bir de İkiz Ressamları ile bilinirdi. Kimbilir belki de ikizlerden birinin ölümü yaramadı Sevgi Yolu'na.


İstanbul sahaflarına gelirsek, bu konuda oldukça cahilim. Bildiğim birkaç tanesini yazabilirim, maalesef pek detay veremeden. Bu noktada yardımınıza ve önerilerinize muhtacım...

Ortaköy sahildeki eski kitapçıları biliyorsunuzdur büyük olasılıkla. Tüm yazımı Ortaköy'de bulunan bir şirkette part-timer olarak geçirdiğim için ve Ortaköy sanılanın aksine günler geçtikçe sıkıcı bir yer olabildiği için her öğlen bu eski kitapçılardaydım. Çok çok zengin koleksiyonları olduğunu söyleyemem, bir de açık havada oldukları için o kitap kokusu,kumpir kokularına karışıyor, nostalji kayboluveriyor. Yine de güneşli birgün kendinizi Ortaköy'de bulduğunuzda, bir göz atabilirsiniz.

Yaz aylarının büyük gizeminde başrol Ortaköy'deki sahafındı aslında. Çalıştığım yerin hemen arka sokağında, açık otoparkın bitişiğinde kocaman bir sahaf vardı. Tozlu camlar, yıkılmak üzere olan kitap yığınları, kitapların üzerinde uyukluyan bir kedi... E hepsi tamamdı da bu sahaf neden hep kapalıydı? Bu sorunun cevabını maalesef hiç bulamadım. Garip olan kitaplardan bazılarının dışarıda duruyor olmasıydı. Bahsettiğim sahaf Princess Otel'in hemen arkası. Bir gün gider de açık görürsünüz önce dükkan sahibine tüm yaz sizi bekleyen bir kız vardı diye teessfülerimi iletin sonra da lütfen bana haber verin.

Bidiğim diğer sahaflar, sizlerin de bildiğinden emin olduğum Kadıköy'ün içindekiler bir de Taksim'de Galatasaray Lisesi'nin yakınındakiler. Eminim bu iki yerin de kendilerine özel adları vardır ama ben bilmiyorum. Ben buralara hep baktım ama nedense hiç fiyat sormadım. Belki de Kadıköy'de Penguen Kitabevi, Taksim'de de Mephisto aklımı çeldi, eski kitaplar bana o an çok meşekkatli göründü.

Sizin bildiğiniz, sevdiğiniz sahaflar var mı İstanbul'da? Eminim vardır. Her ne kadar sınrılı bilgimle bu  çok aydınlatıcı bir yazı olmadıysa da, en azından İzmir'de bildiğiniz bir sahaf olmasıyla arkadaşlarınıza  hava atabilirisiniz bence. Gitmediğim, görmediğim İstanbul'un o güzel sahafları nerede sizce?

7 yorum:

  1. Beni de Izmir'ime götürdünüz. Önce üniversite sonra yurtdisi derken 12 yil olmus ayrilali güzel sehrimden. Ikiz ressamlari nasil bilmem? Lisemin hemen dibindeydi Sevgi Yolu. Ögle aralarinda kactigimiz yerdi. Dediginiz gibi orada sadece test kitaplari bulunur oldu bir süre sonra. Eski kitapcilar yok oldular maalesef. Arz/talep cikmazina maglup olup gittiler.

    YanıtlaSil
  2. Efendim şimdi Galatasary Lisesi'nin karşısındaki sokağa giriyorsunuz. Orada bir Aslıhan Pasajı vardır, hemen Can Kitabevi'nin karşısında. İstanbul'da en favori yerim orasıdır. Aradıklarıma nadiren ulaşamadım. İçeride 20-30 kadar sahaf var. Şiddetle kurcalayınız.

    YanıtlaSil
  3. Her İzmirlinin kaderinde var sanırım İzmir'i özlemek.Bundan sonraki yazılarda şehirdeki güzel değişimlerden bahsederim, keyfimiz yerine gelir. En yakın zamanda İzmir'e tekrar uğramanız dileğiyle.

    YanıtlaSil
  4. Çok teşekkür ederim tarif için, en yakın ve en boş zamanımda kesin uğrayacağım.20-30 hem de! Çok çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  5. Kadıköy'de de Akmar pasajı vardır.Orada da bir çok sahaf var yine.Yol tarif etme özürlüsü bir insan olarak nasıl anlatacağımı bilemedim ama en azından adını vermiş olayım.Zaten meydana yakın bir yerde kime sorsanız hemen gösterir size :)

    YanıtlaSil
  6. Çok teşekkürler, nedense Akmar'a bakmak hiç aklıma gelmemişti. Şaşırtıcı ama oraya nasıl gidilir biliyorum.

    YanıtlaSil
  7. Kıbrıs Şehitleri'ndeki sahafın adı Doğan Kitabevi/Sahaf olarak geçiyor. Ben de sürekli gitmekteyim oraya.
    Hemen 2 dükkan ilerisinde de Kenar Kitabevi var, o da aynı şekildeki sahaflardan biridir. Ancak benim koca İzmirimzde bildiğim bu 2 sahaftan başka sahaf yok.
    Mesela şu an Ahmet Karcılılar'ın Yağmur Hüznü kitabını hiçbir yerde bulamıyorum, 2. el satanlardan bulabilirsiniz diyorlar. Bu iki yerde de mevcut değil. İzmir'in Karşıyakası'nda çok sahaf varmış galiba ama onların da nerelerde olduklarından bihaberim.

    YanıtlaSil